HASTANELERDEKİ DENETİMSİZLİK NE YAZIK Kİ BİR CAN DAHA ALDI!
Değerli Basın Mensupları,
Bugün gazetelere yansıyan ve ne yazık ki ölümle sonuçlanan acı bir olay, uzun süredir dikkat çekmeye çalıştığımız ve yetkilileri acilen göreve çağırdığımız gerçeği, bir kez daha gözler önüne serdi.
Kahramanmaraş’ta bir hastanede tarihi geçmiş bir ilaç uygulaması yapıldığı iddiası ile, 1,5 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybetmesi haberlere konu olmuştur. Yaşanılan bu olumsuz durum ne yazık ki, hastanelerin kliniklerinde yaşanabilen suiistimallere ve denetim yetersizliğine işaret eden vahim bir sonuçtur.
Değerli basın mensupları,
Hastanelerde, yatarak tedavi sırasında kullanılan ilaçların güvenliği gözden kaçıyor. Hastanelerde büyük miktarlarda ihalelerle alınan ilaçların kontrolü, denetimi ne yazık ki yeterli yapılamıyor. Bu noktada hastane kliniklerinde verilen ilaçların ciddi denetimden geçmesi büyük önem arz ediyor. Her ne kadar ilaçlar hastanelere alınırken ilaçların karekodları kontrol ediliyor olsa da, eczacısı olmayan hastane kliniklerinde miadı geçmiş, bozuk ya da sahte ilaca rastlama olasılığı çok yüksek oluyor.
Öte yandan, önemli bir sorun da şu ki; ilaçlar hasta için kullanıldıktan sonra SGK’ya fatura edilirken karekodları bildirilmiyor.
İlaçlar, içerisinde eczacı olmayan ve hiçbir kontrol mekanizmasından geçmeden sadece hastane kaydı tutularak hastalara verilen bir sistem dahilinde uygulanabiliyor. Oysa, ilacın üretim aşamasından hastaya verildiği ve hatta uygulama sonrasına kadar geçen süre, İlaç Takip Sistemi ile anlık olarak takip edilir. Sistem, bozuk, sahte ya da miadı geçmiş ilaçların, üretici-depo-eczacı-hasta zinciri içerisinde varlığını sürdürmesine asla imkan tanımaz. Oysa biliyoruz ki, özellikle eczacısı olmayan bazı hastaneler, İlaç Takip Sistemi’ni kullanmadıkları gibi, ilaçlar bu zincir dışında, toplu ihale yöntemiyle alınıyor, sonrasında bir güvenlik uygulaması söz konusu olmuyor.
İşte yaşanılan bu elim olay da, hastanelerdeki stok takibinin ve kliniklerde uygulanan ilaçların denetimlerinin sağlıklı bir biçimde yapılamaması; sistemdeki bazı boşluklardan faydalanarak sağlığa ilişkin koşulları yerine getirmemesinden kaynaklanıyor.
Biz sağlığı hiçe sayan, bu alandan kendine rant elde etmeye çalışan bir zihniyetin kim olursa olsun daima karşısında oluruz. Tavrımız ise her zaman, en temel insan hakkı olan “sağlık hakkı” elinden alınan hastalarımızdan yana olmuştur. Kimsenin, böylesi bir sorumsuzluk içerisinde halkımızın sağlık ve yaşama hakkını elinden almasına hakkı yoktur. Konuyla ilgili olarak defalarca yaptığımız başvurumuzu yineliyor, hastanelerin de bu zincir içerisine girmesi gerektiğini belirtiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı da ivedilikle gerekli önlemleri alması konusunda uyarıyoruz.
Aksi halde, bu sorumsuzluğa müsaade edenler de en az onlar kadar suçlu olacaklarını bilmelilerdir.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ