Türk Eczacıları Birliği tarafından bu yıl on ikincisi düzenlenen Türkiye Eczacılık Kongresi, “Bilgi İlaçtır” teması ile 25-27 Eylül 2014 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi.
Kongrenin açılış gününün Türkiye delegasyonu tarafından 2009 yılında yine Türkiye’de yapılan Uluslararası Eczacılık Federasyonu Kongresinde önerilmiş ve kabul edilmiş olan Dünya Eczacılık Günü’nde yapılması ve açılış törenimizi bizzat FİP Başkanı Dr. Michel Buchmann’ın katılarak bizleri onurlandırması son derece büyük bir sembolik değer taşıyordu.
Kongremizin açılış törenine katılan ve söz alan çok sayıda bürokrat ve siyasetçinin yanı sıra, yine Dr. Buchmann tarafından verilen ve eczacılık için nasıl bir gelecek hayal etmemiz gerektiğine dair ufuk açıcı açılış semineri de yoğun bir ilgi gördü.
Kongremizde İlaca ve Diğer Sağlık Ürünlerine Güvenli Erişim, Riskli Gruplarda Farmasötik Bakım, Kişiye Özgü İlaç ve Tedavi, Reçetesiz İlaçlar ve Reklam, Sağlık Ürünlerinde Güncel Meseleler, Hedefe Yönelik İlaçlar ve Nanoteknoloji gibi 16 farklı oturum, “Dünyada ve Türkiye’de Güncel Durum”, “Kooperatif” ve “İlaç ve Eczacılık Hizmetlerinde Gelecek Vizyonu” olmak üzere üç panel, Eczacılıkta Sürekli Mesleki Gelişim ile ilgili bir atölye çalışması, genç eczacılarımızın düzenlediği bir münazara, sosyal program çerçevesinde Şair Şükrü Erbaş ve Sanatçı Nilgün Belgün ile iki söyleşi gerçekleştirdik.
Kongremize kayıt yaptıran bine yakın eczacımız, üç gün boyunca üç ayrı salonda tam 112 farklı konuşmacı dinlediler. Bu da en azından sektörde yapılan eczacılık kongreleri arasında bu açıdan en büyüklerden bir tanesini gerçekleştirdiğimizi göstermekte. 12. Türkiye Eczacılık Kongresi 112 konuşmacısıyla, eczacılık kongrelerinin en büyüğü oldu. Hepsine bu vesileyle bir kez daha tek tek teşekkür ediyoruz.
Kongremizin bizler için bir diğer anlamı, önümüzdeki dönem eczacılık alanını belirleyecek olan temel konuları mesleki politikaların uygulayıcıları ile akademisyenleri ve sektörün diğer bileşenlerini bir araya getirerek tartışma imkanı bulmak oldu. Özellikle reçetesiz ilaçlar, OTC, yeni eczacılık modelleri, dağıtım kanallarının yeni girişimleri gibi önümüzdeki dönemi belirleyecek konularda Kongremizi bir tartışma zemini olarak değerlendirme hedefimize ulaştık.
Bu Kongremizde ilk kez bir münazara da gerçekleştirmiş olduk. Gençlik Komisyonumuz tarafından düzenlenen münazarada, genç eczacılarımız ve eczacılık fakülteleri öğrencilerimiz, "Bir şansım daha olsa eczacı olur muydum?" sorusuna yanıt aradılar. Ve her türlü zorluğuna rağmen, mesleki tatmin, bir hastaya yardım etmenin vermiş olduğu sevinci yine de tercih edeceklerini ilan ettiler. O zorlukları birlikte aşmak konusunda meslek örgütü çatısı altında hep beraber çalışacağımıza inanıyoruz.
Eczacılık öğrencileri, kamu eczacıları, serbest eczacılar, ilaç sanayiinin değerli temsilcileri, değerli akademisyenler, eczacı odalarımızın başkan ve yöneticileri, sayın bürokratlar ve alandaki değerli yöneticilerin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz kongre, bizler için son derece öğretici ve ufuk açıcı oldu. Elbette eksiklerimiz ve değerlendirmeleriniz aracılığıyla sonraki Kongrelerimizde dikkate alacağımız hatalarımız da olmuştur.
Ancak bu Kongre bizlere, daha önceki Kongrelerde nüve halinde olan bazı gerçekleri de gösterdi.
Kongremiz,
• Eczacının gelecek rolüne hazırlanması için mesleki gelişimin olmazsa olmaz bir unsur olduğunun,
• Gerek ilaç teknolojisi gerekse ilaç ekonomisi açısından, eczacının işlevlerinin genişletilmesinin ve sağlık ekibinin bir parçası olarak eczanede başta sağlığın korunması olmak üzere çeşitli işlevleri yerine getirmeye hazır olması zorunluluğunun,
• Eczacının bu işlevleri kazandıkça meslek hakkını da almasının da yaşaması için gerekli olduğunun,
• Eczacının hastasına gösterdiği özen ve danışmanlık hizmetinin aynı pek çok AB üyesi ülkede olduğu gibi bu ülkelerin modelleri detaylı bir şekilde değerlendirilerek mutlaka geri ödeme kurumları tarafından dikkate alınması ve ilaç karlılık sisteminin dışında bir hizmet bedeli verilmesi gerektiğinin altı kalınca çizildi ve eczacının belirli bir nüfusa sürekli hizmet etmesine dayalı, hastasını sürekli takip altında tutan yeni bir eczacılık modelinin hem hasta sağlığı, hem kamu yararı hem de eczane ekonomileri açısından son derece verimli olabileceği tespiti yapıldı.
Kongremizin ana mesajı, Bilgi İlaçtır’dı. Bilgi, karşılığını aldığımız sürece eczane ekonomileri konusundaki darboğaza da ilaç gibi gelecektir. O yüzden, bilgimizi artıralım… bildiklerimizi uygulayalım…
Bu Kongrede emeği geçen herkese, başta kongremizi mümkün kılan sponsorlarımıza, Eczacılık Akademimize, Danışma ve Yürütme Kurullarımıza, Merkez Heyetimize, Sekreteryamıza, çalışanlarımıza, konuşmacılara, herkese çok teşekkür ediyoruz. Ama esas katılımcılarımıza, bilginin paylaştıkça çoğaldığını hatırlattıkları için teşekkür ediyoruz. Bilgi için eczanelerinizden verdiğiniz bu ara umarız sizler için dolu ve faydalı geçmiştir.
Hepinize saygılarımızı sunuyor, 12. Türkiye Eczacılık Kongresi'ni bir sonraki Kongremizi daha da ileriye taşımak için gereken enerji ve motivasyonla kapatıyoruz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
12. TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ YÜRÜTME KURULU